vicdan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
vicdan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Haziran 2016 Pazartesi

EFLATUN (PLATON) DER Kİ

Platon(Eflatun) Kimdir?

 
(M.Ö. 427 - M.Ö. 347) Platon Arapçada P harfinin olmamasından dolayı Arap dünyasında Eflatun olarak anılmaktadır. Çok önemli bir Antik/Klasik Yunan filozofu olduğu gibi, matematikçi, felsefi diyaloglar yazarı ve Batı dünyasındaki ilk yüksek öğretim kurumu olan Atina Akademisinin kurucusuydu. Bu akademi aynı zamandan günümüzdeki modern üniversite oluşumunun başlangıcı olarak kabul edilir.

Platon, akıl hocası Sokrat (Socrates) ve öğrencisi Aristo (Aristotle) ile birlikte, doğal felsefe, bilim ve Batı felsefesinin temellerini attı. Eflatun, aslında Socrates'in öğrencisiydi. Socrates'in düşüncelerinden olduğu kadar öğretmeninin adalete uymayan öldürülmesinden de etkilenmişti. Geniş omuzları ve atletik yapısı nedeniyle,
Yunanca Platon (geniş göğüslü) lakabı ile anıldı ve tanındı.

Eflatun'dan bazı sözler;

-          Kötülüklerin ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır.

-          Bir insanın akıllı olmasına bir şey dediğimiz yok. Yeter ki; aklını başkalarına kabul ettirmeye çalışmasın.

-          Kötülüğün yolu yakındır kolay ulaşılır ona. İyiliğin önüne ise alın teri ve vicdanı koymuştur Tanrı.

-       
-         İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.

-          Politika ile uğraşmayacak kadar akıllı olanlar, aptal olanlar tarafından yönetilerek cezalandırılırlar.


          





1 Haziran 2016 Çarşamba

PARÇALI BULUTLU HİSSETMEK

Sevgili güncem kaç gündür boşladım seni. Türlü nedenlerle yazamadım iki satır sana. Neden yazmıyorsun? Diye sual edersen, bahane çok. Ama asıl olan, düzenimin ve dengemin bozulmuş olması. Nasıl bir iştir şu düzene alışma işi? Başta zorlanırsın belki ama çabuk ayak uydurursun yenisine. İnsanoğlu her şeye alışır, kolay ve güzel olana daha çabuk,  zor olana da zamanla alışır.
İşte şimdi evimden uzaklarda başka bir düzende yaşadığım için azıcık şaştı dengem. Ben alışmışım özgür ve başına buyruk, pürü pak düzenime. Şimdi daha farklı bir konumdayım o nedenle ayarlayamadım işlerimi. Ancak fırsat geçti elime de çiziktireyim dedim iki satır.


Benim moralim çabuk bozulur. Ama istersem kendim tamir ederim onu. Bilirim tamirat yollarını. Fakat istemem lazım. Bugün de moralim bozuk ve tamirat istiyor. Yalnız işin kötü yanı tamir edecek gücüm de isteğim de yok. Biraz parçalı bulutluyum bugün. Güzel bir duygu değil. Çökerten, uzaklaştıran, daraltan bir duygu… Biraz belirsizlik olunca hayatımda, endişe kapıyı çalınca, geçmişin can yakan zorlukları kendini hatırlatınca kapılırım bu duyguya. Ama bilirim ki korkunun ecele faydası yok. Ne olacaksa göreceğim, yaşayacağım. Bundan kaçış yok.

Bazen yaşam acımasız davranır. Sınavlar çok kazık sorularla dolu olur. Çöz çözebilirsen. İşte o zaman derim ki, aklım ve yüreğim yeterli olanı yaptığıma eminse gerisi boştur. Herkes her şeyi bilemez ve yapamaz. Neysen o kadarsın. Dahası yok. 

Zorlamanın âlemi de yok. Olan sana olur boşuna kanatırsın oranı buranı. Hayatındaki herkesin belli bir değeri vardır. Olduğundan fazla büyütmeye gerek yok. Fazla merhamete, acımaya, fedakârlığa da gerek yok. Sadece yeteri kadar verici olduğuna emin olmak gerek. Vicdanın ve aklın,“sen yapman gerekeni yaptın”  diyor, için rahat ediyorsa, dönüp yoluna devam etmek gerek.



Günce Yazarı