kardeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kardeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2016 Pazartesi

KARDEŞİM VE BAYRAM BERABER GELDİ BANA

Sevgili güncem kaç gündür seninle bir hasbıhal edemedik. Koşuşturmalı bir 10 gün geçirdim. İş, güç, alışveriş ve arkadaşlarla çay, kahve keyifleri derken günler hızla akıp geçti bile anlayamadan… Şimdi de bir bayrama daha giriyoruz. Tüm dileğim; milletim, ülkem için güzel süreçlerin başlayacağı bir dönemin habercisi olsun bu bayram. İçine düştüğümüz sıkıntı ve korkulardan, savaş beklentilerinden kurtarsın Allah’ımız bizi.

Geçen bayram olduğu gibi bunu da kardeşimle birlikte benim evimde geçireceğiz. Kardeşimin gelmesiyle bayramım başladı zaten benim. Anne ve babamız ebedi yerlerine gittikten sonra biz ailevi geleneklerimizi sürdürüyoruz. Annesiz babasız bayramlar ne kadar neşeli olursa o kadar neşeleniyoruz işte.

Hayat bazen kolay bazen zordur. Acılar ve zevkler dönüşümlü olarak hayatımızı farklılaştırır. Bu bir döngü. Yaşamın sonuna kadar sürer. Acılarımızın az güzel anlarımızın daha fazla olduğu günlerimiz  çok olur inşallah. Ülkeme huzur ve gerçek bir dirlik, düzen diliyorum. Çocukluğumda yaşadığım eski bayramların sevincini bugünün çocuklarının da yaşamasını istiyorum.

 Çocuklara mendillerin içinde bayram harçlıkları verilen, lunaparklara eğlenmeye gidilen, geniş aile sofralarında yemekler yenen bir çocukluk geçirdim ben. Ne güzel günlerdi. Keşke yine yaşanabilse. Bayramda tatile gitmek yerine ailenin büyüklerine ziyarete gidilen bayramlar olsa. Keşke…

Günce Yazarı


30 Temmuz 2016 Cumartesi

İYİ Kİ VARSIN CANIMIN DİĞER YARISI

30 Temmuz benim karındaşımın doğduğu gün. Cancağızım, dünyadaki en yakın parçam, kardeşim doğum günün kutlu olsun. Allah yüzünü hep güldürsün. Bu yaşın sana güzel bir değişimi hediye etti. Umarım çok güzel gelişir.

Günceciğim sana daha önce yazmıştım, kardeşimin ben istediğim için bu dünyaya teşrif ettiğini. İyi ki istemişim. İnsanın bir kardeşi olması güzel…  Düşünsene fiziksel ve kişilik olarak aynı özelliklere sahip olduğumuz tek şey kardeş. Yani aslında en yakın bağ kardeşle olan bağ. DNA’ lar bile aynı özellikleri taşıyor.

Şimdi onun doğduğu günü hatırlıyorum gerçi ben de küçüktüm ama bu olay beynime kazınmış durumda. Mersin, Ataş Rafinerisinde çalışıyordu babam. Kocaman bir sitede lojmanlarda oturuyorduk. Site içinde hastane de vardı. Annem babamla gece doğum için hastaneye gitmiş. Evde anneannem, teyzem ve kuzenim var. Sabah uyandım, annem yok evde korktum tabi. Anneannem ve teyzem bana kardeşimin doğduğunu ve hastanede olduklarını söylediler. O kadar büyük bir merak ve istekle beklemiştim ki kardeşimi, daha fazla dayanamadım. 

Çok uslu, annesiz hiçbir yere gitmeyen bir çocuk olduğum halde evden fırladım dışarı. Hastaneye gittim. Bizim bloğa yakındı. Dışarıdan bakmaya başladım. Babamın arabasını gördüm ve içine binip oturdum. O sırada hemşirelerden birisi camdan beni görmüş. Her zaman annemle beraber hastaneye giderdik, beni tanıyor ve seviyorlardı. Koşarak yanıma geldi, “kardeşin doğdu sonunda gel sana göstereyim onu” dedi. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Hemen gittim hemşire ablayla hastaneye. Koridorda ilerlerken kapısı aralık olan bir odanın önünden geçiyorduk ki içeride annem ve babamı gördüm. Annem hasta yatağında, babam başucundaydı. Onlar da beni fark edip şaşırmışlar. Bu çocuk tek başına ne arıyor buralarda diye. Ben de bana kızacaklar diye çok korktum. Evden izinsiz çıkmıştım ya.

Neyse hemşire beni camlı bir bölmede, özel yataklarda yatan birkaç bebeğin olduğu yere götürdü. Bir tanesini gösterip “işte senin kardeşin o” dedi. İçim nasıl ısındı o tombiş kardeşe anlatamam. 4 kilo civarında doğmuş. Sonra annemin yanına götürdü beni. Onlara evden nasıl kaçtığımı ve bana kızmamalarını söyleyip, özür diledim. Tabi kızmadılar.

İşte benim canımın diğer yarısıyla ilk karşılaşmam böyle oldu. Kardeşim gelirken bana bir de hediye getirmişti. Evde babam bana kırmızı bir melodika verdi. “Kardeşinin sana hediyesi” dedi. Pek beğendim. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Ama benim güzel kardeşim 2-3 yaşlarına geldiğinde, getirdiği melodikayı balkondan aşağı atarak icabına bakıverdi, bu da ayrı bir konu.

İnsanın bir kardeşinin olması gerçekten çok güzel bir şey!  Allah beni kardeşimin gerisine bırakmasın inşallah.


Günce Yazarı

19 Haziran 2016 Pazar

BABASIZ BABALAR GÜNÜ

Uzun bir aradan sonra bugün geç uyandım. Biraz uykusuzluk çekiyorum. Az uykuların üzerine çok uyumak da insanı sersem ediyor. Uyuşuk bir halde dolanıyorsunuz. Şu aralar günlerim birbirinin aynı olarak seyrediyor. Kardeşimin evindeyim. Ara ara onun evine gelip, yardım etmem, çekip çevirmem, düzene sokmam gerekiyor. Kardeşlik görevi yani…  Bu durum tek düze günleri yaşamaya sebep oluyor.  İnsanın düzeni değişince dengesi de değişiyor. Uyum sağlamak zor oluyor. Evini, yatağını, günlük düzenini arıyorsun. Ben şu aralar o durumlardayım. Ama manevi amaçlı işler için burada olduğumdan, mutluyum da.
İnsanın bir kardeşinin olması güzel bir şey. Kızsak da, söylensek de bir
bütünüz biz.
Annemin ve babamın bana bıraktıkları en büyük miras. Kardeşim aynı zamanda boşanmış bir baba. Allah bağışlarsa bir oğlu var. Üniversitede ilk yılını tamamlamak üzere, diş hekimi olacak inşallah. Bugün babalar günü ve bizim babamız 1,5 yıl önce ebediyete göçtü. Son nefesini teslim ederken iki evladı olarak başındaydık çok acı bir andı. Onsuz geçireceğimiz 2. Babalar günü bugün.

Ben kardeşimin nezdinde babalar gününü kutlamak için güzel bir iftar yemeği hazırlayacağım. Babam pasta severdi ama kardeşim çukurlatalı puding sever o nedenle puding yapacağım ve beraber hem onun hem babamızın gününü kutlayacağız. Allah babacığımıza rahmetler eylesin, nurlar içinde yatırsın. Tam bir İstanbul beyefendisi ve sorumluluk sahibi bir babaydı. Biraz höt höttü ama mükemmel insandı. Güzel babam huzur içinde ol.


Günce Yazarı

19 Mayıs 2016 Perşembe

KARDEŞİMİN DÜNYAYA TEŞRİFİ

İnsan yavrusu en zor büyüyen canlıdır. Önce annenin karnında uzunca bir oluşum ve gelişim yaşar. Tam 9 ay 10 gün sürer bu, bu arada insafına göre; anacığına pek zor şeyler yaşatır ya da yaşatmaz. Kusturur, yedirmez, yataklarda yatırır, canı isterse tekmeler ve bolca kilo aldırtır. Annesini duygu değişimlerine sokar, ağlatır, korkutur hatta bazen bunalımlara bile sokar. Ne zahmetli bir süreçtir bu.

Dünyaya geldikten sonra ki büyüme dönemi ise yaklaşık 16 – 18 yılcık sürer. Erken olgunlaşanı varsa da genellikle aklını başına toplaması bu kadar uzundur. Ama her evlat anası, babası için her daim çocuktur, ilgilenmek ister. O nedenle söylenmez mi, ana – baba hakkı ödenmez diye? 


Bu girizgâhı yaptıktan sonra geleyim sadede. Biz iki kardeşiz. Kardeşim benim küçüğümdür. Pek severiz birbirimizi ama geçmişimiz çatışmalıdır. İkimiz de ASLAN burcuyuz. Düşünün artık gerisini… Lider ruhlu, baskın, lafını geçirmek isteyen iki kişilik! Ah ne yaramazdı o. Benim yazılı olarak hazırladığım defter ödevlerimi falan silerdi.

Bir keresinde yazdıklarımı okumak için parmak kaldırıp ayağa kalktım, okuyacağım bir de bakarım ki yarısı silinmiş. Düşünebiliyor musunuz çalışkan bir öğrenci olarak durumumu?  “Öğretmenin hazırladıklarımı kardeşim silmiş” demek zorunda kalmıştım. Ne rezillik. Amaaaa eve gidince okudum canına tabi… Daha neler var? Aklıma geldikçe yazacağım. Şimdilerde iyiyiz Allah bozmasın. Anne, baba gidince iki kardeş çok kenetlendik.

Peki, nasıl teşrif etti bu benim muzur kardeşim hayatımıza onu da anlatayım. Hep takılırım ona “ben istemeseydim sen olmayacaktın” diye. Ama gerçek payı büyük…  Canım anneciğim beni dünyaya getirdiğinde doktorlar, babamı kenara çekip,” Eşinizin sağlığı doğum yapmaya uygun değil, kalbi bebeği çok zor taşıdı. Bir doğumu daha kaldırmaz haberiniz olsun” demişler. Babam da ikinci bir çocuğu asla istememiş. Annem ve babam aşk evliliği yapmış insanlar, sevgi ağar basmış.

Ben büyümeye yüz tutunca tutturmuşum anneme kardeş isterim diye. Çok büyük bir sitede yaşardık, hastanesi de içinde olan bir lojman siteydi. “Bak anne, Melih’in annesi hastaneden kardeş aldı Melih’e. Sende git al bana” demişim defalarca.                 
Melihler alt komşularımızdı. Ana yüreği dayanmamış bu feryada ve babama “ölümü de göze alacağım, çocuğumun isteğine uyacağım, sen de kırma beni” demiş. Allah kısmet etti, teşrif etti bizim ufaklık. Ama annem için kaç doktor seferber olmuş ve babacığım çok büyük uyarılara maruz kalmış. Neyse şükürler olsun ki her ikisi de bana yar oldular.

Velhasıl, benim kardeş ben istemeseydim olmayacaktı. Ama bu dünyaya gelmesine aracı olmakla onun adına iyi mi ettim, kötü mü bilmem de, bana çok iyi oldu. Allah beni kardeşimin gerisine bırakmasın.

Günce Yazarı