bahçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bahçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Temmuz 2016 Pazar

MIYMINTI BİR PAZAR GEÇİRDİM

Akşam geceye dönerken iki satır yazayım bari sana. Güncem bugün tipik pasaklı ve tembel Pazar günlerinden bir tanesini yaşadım. Hava sıcak ya, dışarıda falan olmak zor geldiğinden evde biraz iş, güç biraz yazma, çizme ve oturduğun yerden sosyalleşmece işleri yaptım.

Oturduğum binanın güzel bir bahçesi, havuzu ve kamelyası var. Binada birkaç tane de birlikte olmaktan keyif aldığım arkadaşım var. İşte onlardan bir tanesiyle öğle saatlerinde kamelyada Türk kahvesi keyfi yaptık. Sonradan bir komşumuz daha katıldı, sohbet ettik. Bizim bahçe püfür püfür esiyor. Sıcakta insana güzel geliyor doğrusu. Bir saat kadar bahçe keyfi ardından çıktım yine eve.


Vallahi sadece kitap okudum, ufak tefek yiyecek bir şeyler yaptım başka da bir şey yapmadım. Bol tembellik yaptım yani. Ama yarın inşallah düzene gireceğim. Dışarıda koşturmalarım var, bankada işlerim var yani hareketli bir gün olacak. Şimdi biraz televizyon seyredeceğim sonra biraz okuyacağım ve dün gece uyuyamadığım uykularımı umarım bu gece uyuyacağım.


Günce Yazarı

12 Mayıs 2016 Perşembe

YANAN ODUN KOKUSU

Arkadaşımla iki doğasever olarak oturduk doğanın içine kurulmuş bir mekâna ve dertleştik biraz kahvelerimizi içerken. Geçmişten, günümüzden ve geleceğe bırakacağımız izlerden konuştuk. İşte tam o anda mekânın doğal fırınından yanan odunun kokusu geldi burnuma ve çocukluğuma gidiverdim. Bayılırım o kokuya. Duyduğum her yerde uzanır anılarım, geçmişin en güzel zamanlarına.

Anneannemin Rumlardan kalan büyük bir evi vardı. Çok severdim o evde olmayı. Kocaman odalar, mahzen dedikleri büyük bir ardiye odası, yeşil bir bahçesi, ağaçları, çiçekleri, küçücük bir süs havuzu, bir de kuyusu vardı. Büyük yatak odasının içinde gömme dolap gibi yapılmış banyosu vardı. Bayramlarda giderdik ve kalabalık bir aile olarak hep birlikte olurduk. Biz çocuklar dağılırdık evin her yerine. Anneannem kuzine denen sobada odun ateşinde yemekler yapardı bizlere. Evlatlarına ve torunlarına eşsiz lezzetler sunardı. Hepimizin neyi sevdiğini gayet iyi bilirdi. Ne muhteşem bir kadındı.  


İşte yanan odun kokusu beni o günlere götürdü ve ne kadar güzel bir evde ne kadar mutlu ve huzurlu anlar yaşadığımı hatırladım. Sonra sordum kendime, “neden eskinin huzuru, temizliği günümüzün kolaylıklarına karşı daha evladır?” diye.


Günce Yazarı