30 Ekim 2016 Pazar

DOSTLUK VE İYİ NİYET HEP BİZİMLE OLSUN

Güncem sana kaç gündür bir şeyler yazmadım. Kenedimi suçlu hissediyorum. Başladığım iş yarım kalmış gibi… Önceleri her gün yazdım, sonra hafta iki, üç yazdım şimdi de iyice boşladım.

Ama içim dışım yazı oldu vallahi. İş olarak yazdıklarım, romanıma yazdıklarım derken biraz bıkkınlık oluştu sanırım. Ne yapayım bulacağım bir dengesini inşallah.

Bugün güzel bir gün yaşadık. Binamızda kızlar arası çay partimiz vardı. Pek güzel zaman geçirdik yedik içtik, falcı bacıya kahve falları gönderdik. Açık büfe kilo aldırıcı ama harika şeyler yedik. Üstelik bizi evinde ağırlayan arkadaşımız dün de işteydi. Çalıştı ama hamarat mı hamarat olduğundan harika yiyecekler hazırlamış. Binamızın huzurlu dostluk ortamında güzel bir
Pazar keyfi yaptık yani.

Dostluk ve güzel niyet denen iki erdem çok önemli bence. Evlerimize dağılırken, bunun ne kadar rahatlık ve huzur verici olduğunu iliklerimize kadar hissettik. Etrafımızda hep temiz niyetli, yüreği güzel insanlar olsun diye dua ediyorum.

Allah bizleri de Ülkemizi de art niyetli, kötü düşünceli, tehlikeli insanlardan korusun hep. Kötü niyetli, düzen bozucular bizlerden uzak olsun.  ÂMİN.


Günce Yazarı

16 Ekim 2016 Pazar

GÜZEL BİR HAFTA SONU YAŞADIM

Bir hafta daha bitti. Hayat akıp gidiyor ellerimizden. Keyfini çıkarmak, değerini bilmek gerekiyor.
Ben bu hafta sonunu dolu dolu ve güzel geçirdim. Faydalı işler yaptım. İkinci büyük iyiliğimi yapmaya başladım. Bu uzun süreli bir iyilik olacak. Çok mutluyum çünkü kardeşim gibi sevdiğim bir dostum için bir şeyler yapmaya çalışacağım.

Dün sevgi Ali ve yan komşum Özge ile bir arada olduk. Yürüyüş yaptık. Farkındalığımızı artıran sohbetler yaptık. Güzel bir gün oldu.

Bugün yakın bir arkadaşım ve dostum beni ziyarete geldi. Onunla bir saate yakın yürüyüş yaptık. Sonra bulvardaki bir kahve mekânında kahvelerimizi içip, keyifli sohbetler yaptık. Birkaç aydır görüşememiştik. Bu da iyi geldi bana.

Sonra Ali ile pazara gittik, taze sebzeler, meyveler ve de balık aldık. Palamut için aş eriyordum günlerdik. Aldık iki tane geldik. Ali’de, onları fırında bir güzel pişirdik. Bol soğanlı, sivri biber ve domatesli harika bir balık yemeği yaptık. Marul, roka, maydanoz, domates karışımı bir de salata hazırladı Ali. Üstüne de leziz bir sos yaptı... Sonra da oturup, abla kardeş afiyetle yedik balık ve salatamızı. 

Sevgili güncem biliyorsun Ali benim manevi kardeşim. Bugün
                                                      ablasına jestler yaptı.

Pazardan turşuluk salatalıklar ve sivri biberler almıştık. Becerikli kardeşim benim, cam kavanozlara turşumuzu da kurdu. Bu arada tabi internetten nasıl yapıldığını ve malzemelerini öğrendik ve o işimizi de hallettik. Güzel olursa yenilerini yapmaya karar verdik. Haaa bu arada ben de evde elma sirkesi yapacağım. Malzemelerim hazır.

İşte böyle verimli, hoş ve keyifli geçti hafta sonum. Darası yeni haftanın başına… Yürüyüşlerim de başlamış oldu böylelikle. İnşallah kesintisiz devamını getireceğim bu kez.


Günce Yazarı

14 Ekim 2016 Cuma

YENİ BİR BAŞLANGIÇ, İŞ BAŞA DÜŞTÜ!

Yine uzak kaldık güncem epey zamandır. Sonbahar hüzünlü geçiyor dedim ya, onun etkisi beni biraz sarstı galiba. Hafiften dengem bozuldu, hevesim kaçtı, hiçbir şey istemez oldu canım.” Kış geliyor” sıkıntısı çöktü üzerime.  Ben yaz ve baharı severim, ne yapayım?

Neyse aşmaya çalışırken bu durumları, kendime yeni bir meşguliyet buldum. Hep yapmayı çok isteyip, hayaller kurup başlayamadığım bir şeye başladım. Vallahi çok ani oldu başlamam. İnsan, gerçekten ister ve adanmış bir karar verirse, bir anda harekete geçebilir. Buna inanırım ve bir kez daha kendimde deneyimledim bu durumu.

10 gün önce bir Pazar günü aynı binada, aynı katta oturduğum ve 20 yıldır tanıdığım, manevi kardeşim dediğim Ali’ciğimle, biraz dışarı çıktık. Sonra şöyle tatil günüdür, yapılır böyle hovardalık deyip bizim oralardaki fast food mekânlardan birine oturup, afiyetle yedik. Aman canım 40 yılın başı
olsun o kadarcık da değil mi?

Hava mis gibi… İnsanlar etrafta dolaşıyor. Cıvıl cıvıl bir Pazar günü… Biz de yedikten sonra başladık sohbete. O konu, bu konu derken Ali, “Yeter artık, başla şu romanını yazmaya…” dedi. Olur mu, olmaz mı? Çok araştıracağım, hep düşüneceğim, becerebilecek miyim derken, ben ani kararla tamam dedim ve o gece başladım yazmaya. Ali bana ilhamlar da verdi. Bir yaşanmış hikâye anlattı. Ve benim romanın temeli, Bursa - Özlüce Burger King de atıldı.


Şimdi yazıyorum harıl harıl… Bakalım ne zaman bitecek, ne zaman yayınlanacak? Hayırlısı olsun, rast gelsin inşallah. Yani bu nedenle sana yazmaya vakit kalmıyor Günceciğim. Yazılar romana gidiyor. Kusuruma bakma tamam mı? Fırsat buldukça sana da yazacağım. Şimdilik bu kadar, hoşça kal.

Günce Yazarı